Huzurlu Başkent Kopenhag


Danimarka'nın yeşil başkenti tarihi güzellikleri, yerel lezzetleri, kanal ve bisiklet turlarıyla ideal bir İskandinav rotası diyebiliriz Kopenhag için.

Hem soğuk hem sıcak hem de sakin bir yerdir Kopenhag. Aslında Avrupa dendiği zaman ilk akla gelen isim değildir belki ama gidilip görülmesi gereken yerlerin arasında yer alır her zaman. Açıkçası resmi dili Danca'dan gelen Kopenhag'ın ticaret limanı anlamı her ne kadar farklı düşünceler oluştursa da, biz yine de Kopenhag şehrinin görülmeye değer olduğunu vurgulayalım.

Danimarka'nın en büyük kenti olan Kopenhag, Zeeland ve Amager adalarının üzerinde konumlanıyor. 10. yy da bir balıkçı köyü olarak kurulan yerleşim, zaman içinde giderek büyümüş ve 15. yy ortasında başkent yapılarak kraliyet ailesinin resmi ikametgahı haline gelmiştir.

Köklü bir yenilenme çalışmasıyla eski salaşlığından uzaklaşıp Kopenhag'ın en gözde noktalarından biri haline gelen Nyhavn Kanalı, suya cepheli rengarenk binaları, yan yana bağlanmış tekneleri ve enerjik kafeleri ile günün her saati oldukça hoş bir ortama sahip oluyorsunuz.


Aynı zamanda 2025'te dünyanın ilk karbon-nötr başkenti olmayı hedefleyen Kopenhag, "bisikletle ulaşım" konusunda oldukça iddialı. Kent seçkinlerinin yarıdan fazlası ulaşım için bu yolu tercih ediyor. Uzun bisiklet yolları ve yaygın kiralama imkanı sayesinde kenti pedal çevirerek keşfetmeniz mümkün.

Avrupa'daki Rokoko mimarinin en önemli örneklerinden olan Amalienborg Saray Kompleksi, sekizgen bir meydanın dört cephesinde yer alan farklı saraylardan oluşuyor. Kraliyet ailesinin 300 yıldır resmi konutu olan yapı, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde ter alıyor.

Organik gıda tüketiminin oldukça yüksek olduğu Danimarka'da sizi et, balık ve tahıl ağırlıklı geleneksel bir mutfak karşılıyor. Frikadeller denen köfteleri, smorrebrod isimli sandviçleri, rod polse isimli sokak sosislilerini ve koldskal denen sütlü tatlıyı ve ringa balığının her türlüsünü denemeniz mümkün.

Christiania 

1970'li yıllarda bir grup sanatçı ve hippi'nin kurduğu bu sıra dışı mahalle, kendi bayrağına sahip özerk bir bölge. Kent merkezine yaklaşık yarım saatlik mesafede. Etrafını grafitili duvarların çevrelediği 34 hektarlık Christiania'da yaklaşık 1000 kişi yaşıyor.


Küçük Deniz Kızı

Kibritçi Kız, Prenses ve Bezelye Tanesi, Karlar Kraliçesi'de dahil ünlü masallarıyla tanınan Hans Christian Andersen'in Küçük Deniz Kızı öyküsünden esinlenilerek yapılan ve kentin simgelerinden biri haline gelen heykel, Langelinie Limanı'nda ziyaretçilerini karşılıyor.


Aslına bakılırsa özellikle yaz aylarında Danimarka ziyareti en ideal olanı fakat siz bahar aylarını es geçmeden bir Danimarka turunu kendinize hediye etmeyi ihmal etmeyin.

Yorumlar